Kendisini enkazdan kurtaranı aylar sonra buldu! ‘Şişeye dokununca inandım’

Gonca Kocabaş / Milliyet.com.tr – Havva Nur Koşar (27), özel bir şirkette iç denetçi olarak çalışıyor. Tüm ülkeyi derinden sarsan Kahramanmaraş depreminden sonra işi dolayısıyla anne ve babasıyla Gaziantep’e yerleşti. Havva Nur, depremden 1 gün önce 5 Şubatta Antakya’da değildi. Hatay Belen’de ablasında kalıyordu. Ancak babası apar topar 5 Şubat’ta onu eve çağırdı. Gece saat 23.00’te Antakya’daki evindeydi. Eve gittiğinde erkek kardeşiyle tartışan Havva Nur, “O gün bana ölmek istediğini söyledi. Ona sarıldım ve öptüm. Normal şartlarda en geç gece 22.00-23.00 gibi uyuyan biri olarak o gün 02.30’a kadar uyku tutmadı” şeklinde konuştu.

Havva Nur, o gece 02.30 gibi uykuya daldı. “Hafif sarsıntıyı hissetmeye başlayınca kedim yanımda yatıyordu, yataktan yere zıplayınca uyandım. Sonra önceki küçük depremlere benzemeyen bir sarsıntı başladı. Şiddeti gitgide daha da arttı. Yatağımdan kalkıp anne ve babama seslendim. Erkek kardeşlerime bağırdım. Apartmandaki iç kapıya gittim ve karşı komşularımızı da gördüm. Ardından hemen elektrik gitti” ifadelerini kullandı.

‘İLK GÜN BİLİNCİM YERİNDEYDİ AMA ŞOKTAYDIM’

Havva Nur Koşar, merdivenlere doğru gitmeye kalmadan bulunduğu yerde cenin pozisyonunu aldı. Evleri ise ortalama 15 saniye içerisinde yıkıldı. Telefonu elindeydi. Kolon onun ve abisinin üstüne düşmüştü. Kendisini kurtaranın da abisi olduğunu söyleyen Havva Nur, “O olmasaydı ben ilk saatlerde ölmüştüm. Üstümüze kolon düşünce ilk öleceğimi düşündüm. Kendi kendime ‘Her şey buraya kadarmış’ dedim.  Daha sonra hareket alanımın olduğunu fark ettim ve oturma pozisyonuna geldim. Anne ile babama üstümde yük olmadığını, sakin kalmaları gerektiğini, bizi kurtaracaklarını söyledim. İlk saatler telefonumun şarjı olduğundan sürekli flaşı açıp etrafıma baktım. Bir süre bilincim gitmedi. Birilerine ulaşmaya çalıştım fakat şebeke yoktu. Mahallede sadece bizim evin yıkıldığını düşünmüştüm. Aşırı soğuktu, çok üşüyordum. İlk gün bilincim yerindeydi ama şoktaydım. Telefonumun şarjı bitince halüsinasyonlar görmeye başladım. Anne ve babamın sesi geliyordu. Abim yanımda ilk gün vefat etti, diğer kardeşimin sesini sadece ilk gün duydum” diyerek o anları şöyle aktardı:

“Abimin vefat edişini net bir şekilde hatırlıyorum. O kadar soğuktu ki ayaklarımı abimin naaşının altına sokuyordum. Hayaller görmeye başladım, sürekli birilerinden su istedim. Susuzluk daha da artıyordu. Babamı kurtarmaya geldiklerinde yine halüsinasyon gördüğümü düşünmüştüm. Beni de kurtarmalarını söyledim. Annemi kurtarmaya İsviçreli ekip geldi. Annemi çıkardıklarında, ‘Anne beni burada unutmayın’ dediğimi hatırlıyorum. Bunların hepsinin gerçek olmadığını düşünmüştüm. Beklemekten umudumu yitirmiştim ve ‘Allah’ım ne olur canımı al’ dediğimi net hatırlıyorum. Beni kurtarmaya gelen İsviçreli ekip Almanca, İngilizce ve Fransızca konuşuyordu. Hayal olmadığına önüme bir şişe su attıklarında inandım. Çünkü enkaz altında çok kişiden su istedim. O şişeyi görüp aldığımda beni kurtardıklarına inandım.”

‘BİR SÜRE EVDEN DIŞARI ÇIKMADIM’

Havva Nur Koşar depremden sonra 1 ay dolmadan işe başladı. Çok zor bir süreçten geçti ve kendisini toparlaması 3-4 ayını aldı. Ancak kafasının sürekli bir şeylerle meşgul olması ona çok daha iyi geldi. “Bir süre evden hiç çıkmadım ve sürekli anne, babamın yanında olmak istedim’ diyen Havva Nur, şunları da ekledi:

“O dönemde önüme çok güzel bir cümle çıkmıştı. Arkadaşlara bunu söylemek istiyorum: ‘Sen hüzünlüsün diye dünya durup sana yol vermeyecek.’ Bir şeyleri tek başınıza halledebilirsiniz, bu sizin elinizde. Kafamızı sürekli meşgul etmemiz gerekiyor. Ben hâlâ boşa düştüğüm zaman çok fazla düşünüyorum. Bunun önüne geçebilirsiniz.”

‘YILDIZLI PİJAMANI HİÇ UNUTMAYACAĞIM’

Ailesini ve kendisini kurtaran ekibi bularak onlara teşekkür eden Havva Nur Koşar, kurtarma ekibine, Twitter üzerinden yazdığı mesaj sonrası İsviçre Büyükelçiliği’ne mail atarak ulaştı. “Beni enkazdan çıkartan Bruno da bana ulaşmak istediğini söylemişti” diyen genç kadın, “Nisan ayında onlara ulaştım ve ekipteki çoğu kişiyle hâlâ konuşuyorum. Bruno’ya ulaştığım zaman bana şunu söylemişti: ‘Seni ve yıldızlı pijamanı asla unutmayacağım.’ Hâlâ iletişim halindeyiz. Onlara minnettarım” cümleleriyle sözlerini noktaladı.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir