İzmir Buca’ya bağlı Belenbaşı Köyü’ndeki Belenbaşı İlkokulu’na, 12 Eylül sonrası Diyarbakır Cezaevi’nde görev yapan ve tutuklulara yaptığı işkencelerle hatırlanan Esat Oktay Yıldıran’ın adı verildi.
Muhalefeti ayağa kaldıran karar AKP yönetimi içerisinde de tepkiye yol açtı. AKP MKYK Üyesi Orhan Miroğlu, “Açık konuşalım, bir okula Esat Oktay’ın isminin verilmesi Şeyh Said isminin bir bulvara verilmesine karşı bir misilleme! Muhatapları belli olan bir misilleme!” dedi.
“Bir işkencecinin hayatında iyi ve güzel olan nedir, ibretten başka” diyen AKP’li Miroğlu, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’e “Bu iş Türkiye’ye yakışmadı Sayın Bakanım!” diye seslendi.
Orhan Miroğlu’nun sosyal medya hesabından yaptığı açıklama şöyle:
“Diyarbakır- Beş No’lu Cezaevini Kültür Turizm Bakanlığı kültürel alanlar ve hafıza mekanı olarak restore edip halka açmaya çalışırken; bu cezaevini dünyanın en kötü 10 cezaevi arasına sokmayı ‘başarmış ‘ bir işkencecinin adı İzmir’de bir okula veriliyor! Birilerinin AK Parti’nin attığı insani ve demokratik adımları engellemeye çalıştığı besbelli. Açık konuşalım, bir okula Esat Oktay’ın isminin verilmesi Şeyh Said isminin bir bulvara verilmesine karşı bir misilleme! Muhatapları belli olan bir misilleme!
Amed Spor – Bursaspor karşılaşmasında beyaz toroslar ve Yeşil kod adlı bir seri katilin fotoğraflarını taşıyıp , etnik hınç ve öfkenin yükselmesine sebep olanlarla , bir okula bir işkencecinin adını uygun bulanlar aynı zihniyet dünyasında yaşayan ve aynı amaçların peşinde koşan insanlardır. Durdurulmazlarsa yarın Yeşil’in adını bir anaokuluna verebilirler ve bu hiç sürpriz olmaz! Kürtler’e ya beyaz torosları ya da Yeşil ve Esat Oktay’ı hatırlatanlar bu ülkeye zarar veriyor.
Esat Oktay’ın İstanbul’da eşi ve çocuklarının gözü önünde öldürülmesi asla kabul edilemez. Bir terör eylemidir ve şiddetle kınanmalıdır. Ama bu, hiç bir şekilde ardında işkenceden geçmiş binlerce insan , intiharlar ve ölümler bırakan Esat Oktay’ın adının bir okula verilmesini meşru kılmaz. Her şeyden önce daha dün toprağa verdiğimiz 12 askerimizin ve binlercesinin hatırasına ve Türk Silahlı Kuvvetlerinin itibarına da saygısızlıktır.
Bu ismi verenlerin derdi şehitler değil. İsmi yaşatılacak o kadar çok şehidimiz var ki! Koyacaksanız benim yakın korumam olan ve daha altı aylık hamileyken karnındaki bebeğiyle Midyat’ta iki silah arkadaşıyla beraber şehit edilen Şerife Özden Kalmış’ın adını koyun! Koyacaksanız Diyarbakırlıların yeni doğan çocuklarına adını vermeye hala devam ettiği Emniyet Müdürü Gaffar Okkan’ın adını koyun! Şerife’nin ve Gaffar’ın bu ülkeye adanmış hayatlarını genç kuşakların bilmesi ve öğrenmesi ne iyi ne güzel olur! Peki bir işkencecinin hayatında iyi ve güzel olan nedir, ibretten başka! Bu iş Türkiye’ye yakışmadı Sayın Bakanım!”